Cinsiyet temelli – kadına yönelik – şiddet, ne yazık ki pek çok toplumda sıcaklığını hiç yitirmeyen bir gündem maddesi, toplumların kanayan yarası. Maalesef olguların çok büyük bir kısmında, fail kadının tanıdığı hatta ailesinden bir kişidir.
Şiddete uğramak, özellikle de tanıdık bir kişi tarafından olmuşsa, bireyi çok ağır şekilde travmatize eden bir yaşantıdır. Eğer erken dönemden itibaren kadın ihtiyacı olan desteği alamazsa, bazı psikolojik sorunların gelişmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu olumsuz etkiler kadının yaşına, şiddeti uygulayanın kimliğine, şiddetin niteliğine, kadının vücudunda yaralanma, kadın için yaşamsal risk oluşturup oluşturmadığına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Kadının yaşının genç olması, lise altı eğitim düzeyi, düşük gelir düzeyi, sosyal desteğinin zayıf olması, yaralanmış olması, ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmak, başka bir psikiyatrik hastalığın varlığı, yaşanan şiddet sonrasında ağır psikolojik sorunların gelişmesi için risk etmenleridir.
OLAYIN DUYULDUĞU İLK ANDA VE İLERLEYEN DÖNEMDE YAPILABİLECEKLER
İlk olarak kadının yanında olmak, ona destek olacağınızı ve bu kötü olayın etkilerinden kurtulması için elinizden geleni yapacağınızı ifade etmek, travmatize olmuş kadına iyi gelecektir.
Hemen olay yerinden uzaklaştırmak, tıbbi destek almasını sağlamak ilk adım olmalıdır. Tabi bu sırada
Adli süreci başlatmak, delillerin toplanması için yetkililerle işbirliği içinde olmak gerekecektir. Bu zorlu süreçte de kadını yalnız bırakmamak, her adımda desteğinizi göstermek, psikolojik sağlamlığını korumasında çok yardımcı olacaktır.
Zorunlu işlemler-adli sürecin ilk adımları tamamlandıktan sonra; kadına güvenli bir yer sağlamak, evinde kalacaksa yanında olmak, yalnız bırakmamak gerekir. Fiziksel ihtiyaçlarını gidermek, mümkünse uyumasını ve dinlenmesini sağlamak, bedenen toparlanmasına yardımcı olacaktır.
Olayı takip eden günlerde, ne olup bittiğini sakince konuşmak, şiddet olayının tekrar yaşanmaması için alması gereken önlemleri belirlemek ve yaşamsal düzenlemeler konusunda da kadına destek vermek, onun kendisini daha güçlü hissetmesini sağlayacaktır.
Uğradığı şiddet eylemini konuşurken, kadına kendisini suçlu, olayın sorumlusu, erkeği şiddet uygulaması için tahrik eden kişi gibi hissettirecek ifadelerden kaçınmak gerekir. Kendisi ilişkide her ne yapmış olursa olsun, şiddetin tek sorumlusunun ve suçlunun uygulayan erkek olduğu vurgulanmalıdır. Olayda kendisini sorumlu görme eğilimindeki kadınlar, ne yazık ki aynı erkekle tekrar bir araya gelmekte ve yineleyen şekilde şiddete maruz kalmaktadır.
Yapılan araştırmalar, kadının sosyal statüsü arttıkça, eşinden ya da partnerinden şiddet görme riskinin azaldığını göstermektedir. Dolayısıyla, uzun vadede, kadının sosyal yönden kendine yetecek derecede güçlenmesine, eğer yoksa iş edinmesine destek olmak, onun geleceğe umutla bakmasını sağlayacaktır.
İlerleyen haftalarda, şiddetin etkisiyle ortaya çıkabilecek psikolojik sorunlar konusunda dikkatli/gözlemci olmak gerekir. Depresif ruh hali, ilgisizlik, uyku/iştahta bozulma, sık sık kabus görme, olaya ait sahnelerin sürekli gözünün önüne gelmesi, en küçük seste ani irkilme gibi şikayetler varsa, temel günlük yaşam aktivitelerini sürdüremediği görülüyorsa, vakit geçirmeden psikiyatrik destek alması konusunda yönlendirmek, şiddete uğramış kadının yaşam kalitesinin yeniden normale dönmesi için kritik öneme sahiptir.