Sorunlu ama mutlu

Sorunlu ama mutlu
Avcılar’da dert çok. Sadece deprem değil. Adam kayırmaca, yeşil alan, minibüs, pazar, üniversiteli gençlik. Burası koskoca Türkiye’nin küçücük bir parçası. Herşeye rağmen halk mutlu
Duygu ASENA

17 Ağustos’ta İstanbul’un tüm acısını bağrında toplayan Avcılar’dayız. Atıcılar Derneği’nde toplanıyoruz. Tiyatro oyuncusu Nedim Doğan ve öğrenci Nurcan Karapanlı karşılıyor bizi... Doğan, Avcılar Belediye Tiyatrosu’nun (ABT) danışmanıyken, gerekçe gösterilmeden görevden alınmış.
ABT’de bir de küfürcü hoca varmış. Öğrencilere "ağzınıza labut sokarım... kaval kemiklerinizi kırarım" diyormuş, bir taciz dedikodusu da dolaşıyormuş... Bu adam neden hâlâ burada çalışıyormuş? Tiyatroların giderleri ne oluyormuş. Acaba Nedim bey fincancı katırlarını mı ürkütmüş?

Televolelik bir olay
Salon dolmaya başlıyor. İçeriye Doğan’ın ‘küfürcü hoca’ dediği Serhat Akkaş ve öğrencileri giriyor. Öyle görünüyor ki, Avcılar kültür camiası bu olay nedeniyle ikiye ayrılmış! Akkaş "ağzına labut sokarım" dememiş ama evet çok sertmiş... Basın toplantısı konuşması zaten bu sertliğinin de kanıtı. "Yöntemim çok değişiktir, ağırdır. Kimse kolay kaldıramaz... Bana tahammül edene sonsuz mutluluk vaadediyorum... Ben işimin tanrısıyım. Sahne sanatlarında dokunmadan öğretemezsiniz" gibi sözler söylemiş ki, bu basın toplantısına Nedim bey ve taraftarları içeri alınmamış!
Aslında olay ilginç... Kahramanlar birazcık şöhretli olsa, televolelerin bile aradıkları her şey var... Taciz, küfür, kendini Tanrı sanan ve Nazi kampı yönetir gibi aşırı sertlikle övünen bir sanat hocası, yolsuzluk iddiaları, güzel kızlar, erkekler... Avcılara ne kadar renkli bir yer, diye düşünüyorum ve artık "herkesin" sorunlarını dinlesek diyorum...

Rant felaketi
Avcılar, depremde bir rant felaketi yaşadı. Kurallara uyularak 3.5 katlı evler yapılsaydı bunlar yaşanmayacaktı. Şimdi deprem bölgelerinde inşaat yasak ve bu da işsizliğin artmasının baş nedeni olarak gösteriliyor. Yerel gazete sahibi Barış Emregül, kurallara uyularak yeniden inşaatların başlamasından yana. Yıkılması gereken binalara konulan çarpılar silinerek takviyelerle satılmaya uğraşılıyor. Çok hasarlı binaların sahipleri mahkeme kararıyla binalarını az hasarlıya çevirtmiş... Orta hasarlı bir binanın sahibi yardım alacağına bir de deprem vergisi vermiş... Aynı binanın bir katına az, öteki katlarına çok ve orta hasarlı raporu verilmiş... Bayındırlık Bakanlığı ile belediyenin raporları da birbirlerinden farklı. Gençler, üniversite binalarının da hasarlı olduğunu, kapı yerine duvardan girip çıktıklarını, derslere konsantre olamadıklarını anlatıyor.

Tek sorun deprem değil
Avcılar halkının deprem dışında sorunları da var; Cihangir mahallesindeki hafriyatı tamamlanan hastane inşaatına ne zaman başlanacak? Üniversitenin önündeki E-5 yolundaki durak ne zaman bu tehlikeli yerden uzaklaştırılacak? Minibüslerin tehlikeli müşteri kapma yarışı ne zaman denetlenecek? Ana caddede pazar kurulur mu? Niçin pazar, marketlerden pahalı? Neden yeşil alan yapılmıyor? Marmara Caddesi neden hâlâ ele alınmadı, geçitler yapılmadı? Belediye Başkanı özel günlerde karanfil dağıtıyor ama aramızda dolaşmıyor. Firuzköylü olduğu için orayı kayırıyor... Pastadan bile zehirlendik... Burası koskoca Türkiye’nin küçücük bir parçası... Ama sorunlar hep aynı. Başka ne olabilirdi ki?

Yakışıklı Başkan
Barış Manço Kültür Merkezi’ni geziyoruz. Müdür Taner Çetin buranın 800 milyara mal olduğunu, 17 dalda eğitim verildiğini anlatıyor. Belediye Başkanı geliyor. Pek yakışıklı, pek şık... Yerel basın onu mankenlerle görüntülemek için çok uğraşmış ama başaramamış. Geleceğin ünlü ve başarılı politikacısı olmak için her şeye sahip... Biraz demagoji, süslü laflar, sorulara cevap vermeden uzun konuşma yeteneği, esprili ama kaçamak cevaplar... Açıkça görülen bir Avcılar sevgisi... Avcılar’ın zemini Bakırköy, Ataköy, Florya, tüm deprem bölgesinden daha iyiymiş... Marmara Caddesi trafiğe kapatılacak, kafeler, publar, heykellerle nefis bir yer olacakmış... Bunun maketi halka sunulacak, sonra da referandum yapılacakmış, 13 dönüm arazi park alanı oluyormuş...
Seneye gider görür, yine yazarız... Ama bu bir günün sonunda gördük ki Avcılar insanı her şeye rağmen mutlu.

Zemin çoğu yerden iyi Avcılar halkının sorunlarını Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci’ye ilettik. İşte sorular ve yanıtları...

Depremden sonra neler yaptınız?
Deprem sonrası hepimiz birer çatlak olduk çıktık. Binaların durumu tespit edildikten sonra Bayındırlık Bakanlığı’nın kararına itirazlar başladı. Mahkemeye başvuranlar ağır hasarlı binalarını orta hasarlıya çevirip onarmaya başladı. Kaçak işlem yaptıranlara suç duyurusunda bulunduk. Dışarıda 600-900 milyona yapılan bina etüdlerini 125 milyona yaptık. Yaklaşık 300 binada güçlendirme çalışması yapıldı.

Avcıların zemini nasıl?
Üstte kireç taşları var. Bakırköy ve Güngören formasyonu deniyor. Avcılar’ın zemini, Adapazarı, Gölcük, Değirmendere, İzmit, Yeşilköy ve Bakırköy’den daha sağlam.

Yatırımları Firuzköy’de yaptığınız, adam kayırdığınız iddia ediliyor.
Ben adama göre iş yaratmıyorum, işe göre eleman alıyorum.
Firuzköy, bölgenin en eski yerleşim birimlerindendir. Ama hâlâ imarı yok. Bu mu kayırmaca.

Marmara Caddesi ne olacak?
Trafiği Avcılar’a girişten kesip, yan yollara vereceğiz. Kapatma konusunda referandum yapacağız. Halk istemezse düşünürüz ama İTÜ’nün yaptığı ankete göre yol üzerindeki esnafın yüzde 80’i trafiğe kapatılmasını istiyor.

Barış Emregül: Hastane yok!
İNŞAAT sektörüne hareketlilik kazandırılması gerekiyor. Bu yüzden İmar Yasası’nın bir an önce çıkartılması gerekir. İnşaatlar başladığı takdirde iş sahası açılacak, yaşam canlanacak. Devlet Hastanesi için arazi ayrıldı, tek çivi çakılmadı.

Mehmet Ali Paşa: Okul hasarlı
AVCILAR’da resmi kurumların binaları bile hala onarılamadı. İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü’nde kalıyorum. Derslere kapıdan değil, duvarlardaki çatlaklardan girip çıkıyoruz.

Ali Tarakçı: Saçlarımız dökülüyor
OTURDUĞUMUZ konutlara güvenmiyoruz. Avcılar’da 14 bin bina, 68 bin konut vardır. Bu konutların 14 bini hasarlı olduğu için boşalmıştır. Deprem geneli ilgilendiriyor. Bu konuda tüm belediyeler güçlerini birleştirmeli. Olası bir deprem için bugünden bir şey yapılmıyor. Depremin getirdiği stresin bölge insanının saçını döktüğü söyleniyor.

Cafer Erdil: Rant cenneti
AVCILAR’da, binaları dört kattan fazla yapmak yasak. Ancak, 1980’den sonra inşaat sektöründeki rantçılar yedi katlı binalar yaptılar. Bu da Avcılar’ı bu hale getirdi. En azından bundan sonra yapılacak binalar kontrol altına alınsın ve üç-dört kattan fazlasına izin verilmesin.

Selahattin Tapucu: Pazar pahalı
BAŞKAN Avcılar’ın zemini sağlam, diyor ancak bilirkişi tam tersini söylüyor. Burası oturulamaz hale geldi. Yeşil alan istiyoruz, deprem olsa nerede yatacağız belli değil. Minübüsler birbirleri ile yarışıyor. Pazar pahalı, denetim yapılmıyor.

Murat Yalçın: Geri dönüş başladı
DEPREMDEN sonra Avcılar’ın boşaldığı doğrudur. Ama artık geri dönüşler başladı.

Mustafa Solak: Pasta zehirledi
LOKANTALAR dışardan pırıl pırıl görünüyor ama arka tarafı çok kötü durumda. Belediyenin denetim yaptığını görmedik. Çok kontrolsüz. Çocuklarım, pastahaneden satın aldığım pastadan zehirlendi. Dünyanın masrafını yaptım, muhatap bulamadım.

Arzu Evyapan: Oy vermem
BELEDİYENİN iyi çalıştığını söylemek zor. Başkan Anneler Günü’nde, Kadınlar Günü’nde çıkıp sokakta karanfil dağıtıyor ama bu Avcılar’ı kurtarmaz. Gül, karanfil dağıtacağına bizim sorunlarımızı dinlesin. Başkana oy vermeden önce düşünürüm.

Rakamlarla Avcılar
Belediye Başkanı: Mustafa Değirmenci
Alan: 3 bin 800 hektar
Nüfus: 235 bin 113 (2000 sayımına göre)
Mahalle sayısı: 10
Bina sayısı: 13 bin 847
Konut sayısı: 82 bin
Boş konut sayısı: 14 bin
İş durumu: Yüzde 50’si işçi, kalan kesim memur ve esnaf.
Eczane:15 Diş doktoru: 10
Özel muayehane: 20
Anaokulu: 8 İlkokul sayısı: 4
İlköğretim okulu: 10 Lise: 6
Dershane: 7 Yüksek öğretim yurdu: 7





YAŞAM