Editörün Seçtikleri Tekerlekli hayat

Tekerlekli hayat

17.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tekerlekli hayat

Tekerlekli hayat

Fiziki acılara göğüs germeyi öğrenmişler. Alışmaya çalıştıkları, iki teker üzerinde geçecek olan yeni yaşamları...

İşte güzelim dünya hep böyle
İstemesen de hayat geçer öyle
Kimi gülersin
Kimi ağlarsın
Ama sen de bir gün büyürsün...

Murat astsubayın yazdığı şiirdeki dizeler gidiyor böyle.
Duygusal mı duygusal, sevimli mi sevimli kara oğlan. Hayata hüzün çizgisinden bakarken, kendinle dalga geçmesini de beceriyor bazen; "Benim için üzülmesinler, kadermiş. Eskiden kadere inanmazdım ama şimdi bütün yüreğimle inanıyorum" diyor.
Cizre tank taburunun Murat Caner'i bir operasyonda değil, inanılmaz ama Kuzey Irak'taki operasyonda "trafik kazası"nda yaralanmış. Hem de 2,5 ay önce. Benzin yüklü kamyon virajı alamayıp devrilince şöför bir yana, Murat Başçavuş bir yana savruluvermiş. Acılar içinde getirmişler onu hastaneye.
Murat 13 yaşında girmiş askere. Ne çocukluğunu yaşayabilmiş ne de gençliğini, 29 yıl geçmiş böyle. Ardından evlenip, çoluk çocuğa karışmış. Forkan 7, Mehmet 4 yaşına ulaşmış. Başına bu tatsız olay gelince de bütün işler şimdi karısı Senem'in başına düşmüş.
Şimdi fiziki acılara ve tekerlekli iskemlede geçecek olan yeni hayatına alışmaya çalışırken, geçim derdine düşen Murat başçavuş dertli dertli aldı sazı eline:
"Bundan sonraki yaşamım memleketim Adana'da geçecek. Mütevazı bir evi, yıllık 400 milyon liraya kiraladık. Eşim yalnız başına Cizre'ye gidip, eşyaları toplayacak. Bedavaya mı taşınacak o ev? İlk yıl OHAL'deki maaşı alacağım. Sonraki yıl ise bu maaş düşecek. Ancak iki yıl sonra emekli olacağım. Taşınma, ev giderlerinin dışında, çocukların eğitim masrafları da var. Kendi acımı bir tarafa bırakıp, binlerce sorunu birden düşünmeye başlayınca çıldıracak gibi oluyorum. Devlet bir tekerlekli iskemleye 45 milyon lira veriyor. Piyasada bu fiyata İskemle var mı? Üstünü tabii biz tamamlıyoruz. Kaç insana hayata "tekerlekli" bakacak, bunu düşünüyorlar mı?"

Gözleri nemli bulutlar gibi hüzün akan Celal Karaca içine kapanmış. Şırnak İdil'de komando birliğinde görev yaparken antitank mayının üstüne basan iki erin uzağında olan, ancak o patlamayla ileri fırlayan Celal içine kapanmış, dertlenmiş. Nasıl dertlenmesin ki? Bir taraftan kendi acısına düşmüş, bir taraftan da ailesi parçalanmış.
Hemşire olan karısı tam 8 ay kocasının başından ayrılmamış. En kötü gününde ona yürekten destek vermiş. İnsan hali bu, bunalıma düştüğü bir gün 4 yaşındaki kızı Zeynep'i aldığı gibi Bursa'daki ailesinin yanına gitmiş.
Aylar geçmiş, hasretlik düşmüş içine. Telefon üzerine telefon etmiş kocasına, "Seni özledim, ne olur yanına geleyim, hiç ayrılmayalım" demiş.
Tedavi süresince Ankara'da, ağabeyinin yanında kalan Celal Karaca telefonda karısının sesini duyunca aklı karışmış. Sanki öfkeleri bir yana bırakmış, o çok sevdiği karısını ve çocuğunu tekerlekli iskemlede bekler olmuş.

Bu güzel insanları sevgisini, ilgisini, sabrını, bilgisini esirgemeden veren doktor, hemşire ve askerlere emanet edip, ayrılıyoruz yanlarından. Ayaklarımız bizi bu kez göz ve yara merkezine sürüklüyor.
Kahramanmaraş'lı 22 yaşındaki İsmail Polat da, Siirt Pervari'de, tezkereye 16 gün kala pusuya düşürülmüş. Kurşun yanağından girip, dudağının kenarından çıkmış. Bacaktan kemik alınıp, çeneye yerleştirilmiş ama bünye o kemiği de kabul etmemiş. Şimdi konuşma zorluğu çeken, ağzında diş kalmayan bu gencecik adam sadece çorba içerek yaşamını sürdürürken, tazminat olarak aldığı 850 milyon lira ile neler yapabileceğini düşünür olmuş.
"Görünür görünmez kaza" derler ya, o da 23 yaşındaki Ahmet Yavuz'un başına gelmiş.
İkibuçuk yıl önce Hakkari Yüksekova'da PKK ile girilen çatışmada elektrik teli kafasına düşünce, kafatasının büyük bir kısmı yok olmuş. Olaydan yine de ucuz kurtulan genç adam üç gün hafızasını kaybetmiş. Türlü ameliyatlardan sonra kafasına ağ şeklinde bir platin yerleştirilen Niğde'li Ahmet hayata sıkı sıkı asılmayı hiç elden bırakmamış.

İki kişilik bir odaya giriyoruz. Olcay hemşire gencecik, bir gözü bantlı Kazım Çavuş'un tırnaklarını kesiyor.
Hasta - hemşire ilişkileri o kadar dostane, o kadar sıcak ki. İki gözü mayından fırlayan taşlara kurban giden Kazım, tüm duygusallığı ile onun ellerini tutup, "Şimdi iki gözüm yok ama gönül gözlerimle görüyorum Olcay Hemşire'yi" diyor.
Hakkari'de görevli olduğu sırada bu tatsız "kaza"ya uğrayan Kazım, eylülün son günlerinde yaşadığı olayın öfkesini atamamış belli içinden; "Arkadaşlarımızın bacakları koptu, benim gözlerim gitti. Yetkililer, halk bizimle ilgileniyor mu?"

Şipşirin, sempatik ve anlayışlı davranışları ile hastaların gönlünde taht kuran psikolog Ebru Tin, fiziki rahatsızlığı olmayan, ancak yaşadıklarından ötürü bunalıma giren kişilerin psikiyatri kliniğine gitmemesini eleştiriyor.
"Psikiyatri" kelimesinin Türk insanına soğuk geldiğini söyleyen Tin, sözlerini şöyle sürdürüyor:"Hasta hemen `ben deli miyim?' diyor ve konuşmak istemiyor. Gelsinler, konuşsunlar sorunlarını anlatsınlar. Mesleğimizin en büyük özelliği `sır' tutmaktır. Biz, hastanın psikoloğuna güvenmesini istiyoruz. Kafasına takılan herşeyi bize anlatmazlarsa birikim olur ve o zaman da işin içinden çıkmak zorlaşır. Eğer bize başvururlarsa iyileşme süresini kısaltırız. Üstelik hastanede yatmalarına da gerek yok."
OHAL hastalarının uyku, yeme, içme problemleri, gerçek hayattan kopuk ve kendi kurdukları dünya içinde yaşadıklarını vurgulayan Tin, uzuv kaybı olup da, olayın şokunu atamayan, hep yaşadıklarını hatırlayan hastalara psikolojik destek ve ilgi gösterip, onları yeni hayatlarına alıştırdıkların söylüyor.

Devletin tek kuruş yardım yapmadığı Mehmetçik Vakfı, kendileri yararlanmamalarına rağmen subay ve astsubayların maaşlarından kesilen binde bir, kantin gelirlerinin yüzde 3'ü, halkın yaptığı bağışlarla ayakta duruyor. Vakıf, şu anda 1., 2., 3. derecede yaralananlara, şehit ailelerine her ay maaş ve tazminat veriyor. Sadece OHAL'de değil, her hangi bir yerde yaralanan ya da oğulları ölen aileler de aynı haklardan yararlanıyor.
Sizler, `çorbada bizim de tuzumuz olsun' diyorsanız (ki olması lazım) Ankara'daki şu banka şubelerine bağış yapabilirsiniz.
Ziraat Bankası Yenişehir Şb 5055, Halk Bankası Meşrutiyet Şb 66166, Emlak Bankası Mithatpaşa Şb 70007, Vakıflar Bankası Meşrutiyet Şb 40000.
Döviz için Ziraat Bankası Şb 198953 DM, 198965 Dolar.


Yazarlar