Vincent Micotti- Röportaj

Öncelikle bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

İsviçre doğumluyum; fakat Almanya ve Fransa’da çok zaman geçirdiğim için farklı kültürlerinden etkisi ile büyüdüm diyebilirim. Üniversite’de klasik müzik eğitimi aldım.

Parfüm yaratma fikri ne zaman ve nasıl doğdu?

Parfüm tasarlamak benim çocukluk hayalim değildi, sonradan şekillenen bir fikir oldu. Sanat bölümünden mezun olduğum için müzik ve yaratıcılık her zaman en büyük ilgi alanım oldu. Daha sonraları, özellikle yemeklerin ve nesnelerin nasıl koktuğu ile ilgilendiğimi fark ettim ve gıda sektöründe çalışma fırsatı bularak, bu ilgimi profesyonel bir alana kaydırma şansına sahip oldum. İlk dört parfümlük “ YsUzac ” adını verdiğim koleksiyonumu ise, 2011 Mayıs’ındaa piyasaya sürdüm.

 Parfümlerinizi hazırlarken nelerden ilham alıyorsunuz?

İlham kaynaklarım her zaman doğa ve sanat oldu. Hayattaki en büyük tutkum, hayal gücümle yaracılığımı bir araya getirmek olduğundan, sanatla ilgilenirken yaşadığım yoğun duyguları, hazırladığım parfümlere kolayca yansıtıp, her birinin ayrı ve birbirine benzemeyen karakterler edinmesini sağladım. Ülkeniz doğal kaynaklar ve özellikle parfümlerde sıkça kullanılan baharat kokuları açısından çok zengin; tabii ki bunlar da bana ilham verenler arasında. Eşim ve kuzenlerim moda sektöründe çalışıyor olduğundan, moda ile ister istemez ben de ilgileniyorum ve parfüm yaratırken moda sektöründeki gelişmelerden de ilham aldığımı söyleyebilirim.

Dört parfümlük seriniz YS Uzac’tan bize biraz bahsedebilir misiniz?

Parfüm yaratmaya karar verdikten sonra piyasaya giriş yapana kadar, parfüm içeriğindeki madde ve karışımlar hakkında uzun bir süre araştırma yaptım. Kullanacağım materyallere karar verdikten sonra ise ürünüme doğru bir pazarlama stratejisi uygulamak amacıyla marka konumlandırma, ambalaj seçimi ve marka ismi konuları hakkında çalışmalar yaptım. Kendi istediğim tarzda bir şişe ve sunuş ile yüksek kaliteyi bir araya getirmek için yaptığım uzun çalışmalar sonrasında Monodie, Pohadka, Métaboles ve Lale isimlerindeki dört parfümlük Ys Yzac’ı piyasaya sürdüm.
Monodie; günah temasıyla oluşturduğum parfüm, kırmızı mandarine, karamel, beyaz misk, sandal ağacı, erik ve gül gibi kokuların karışımdan oluşuyor ve karanlık mavi gökyüzünü aydınlatmak için gelen bir melodi olarak tanımladım.

Pohadka; hayal etme zamanı temsıyla oluşturduğum parfüm; vanilya, badem, tütün, adaçayı ve yasemin gibi kokuların karışımından oluşuyor ve dumanlı alacakaranlık altında gizemli bir yolculuğa çıkarken benzersiz olan bir koku olarak tanımladım.

Métaboles; bahar rapsodisi temasıyla oluşturduğum parfüm; domates yaprakları, bergamut, meyan, karabiber, karanfil, sardunya, nane, kehribar, vanilya ve beyaz misk kokularının karışımdan oluşuyor ve yeni uyanmış duyguların keşfi ile farklı kokuların kontrastı olarak tanımladım.

Lale; çiçek diyarına yapılan bir kış yolculuğu temasıyla oluşturduğum parfüm; safran, kayısı, pembe biber, beyaz buket, gül ve tütsü kokularının karışımlarından oluşuyor ve sessiz bir aşk hikayesini anlatan kar tanelerinin dansı olarak tanımladım. Her parfümümün ayrı bir hikayesi ve müzik ile kurduğum yakın ilişki sonucu aynı melodilerin olduğu gibi , onlarunda birbirlerinden farklı karakterleri var.

Parfümlerinizle ulaşmayı hedeflediğiniz özel bir hedef kitlesi mevcut mu?

Parfümlerim için herhangi bir yaş ya da bölge kısıtlamam mevcut değil. Özenle hazırladığım parfümlerimi; hayatını, her anın zevkini çıkararak yaşamayı seven, mutlu ve duygularına bağlı herkes için tasarladım.

La Deesse ile iş ortaklığınız nasıl gerçekleşti?

Birgül Hanım ile geçtiğimiz Ekim ayında Floransa’da tanıştık. Bana ülkenizden ve LaDeesse’den bahsetti. Ben de sanata ve doğal güzelliklerin zenginliğine önem veren bir insan olduğum için, Türkiye’deki dinazmi de göz önünde bulundurarak, La Deesse ile birlikte çalışmaya karar verdim. Niş hedef kitlelerine hitap eden butiklerle çalışmayı tercih ettiğimden, Birgül Hanım’ın teklifi bana çok cazip geldi ve birbirimizle olan enerjimizin de tutmasıyla ortak bir çalışma içine girdik.

Parfümlerinizi Türkiye haricinde hangi ülkelerde satılıyor?

Şu anda parfümlerim; İspanya, Fransa, Almanya, Belçika, İsviçre, İtalya, Romanya ve Polonya’da satılıyor. Ülke sayısı fazla görünmesine rağmen satış noktalarınıekibimle beraber titizlikle seçtik ve ürünleimizin imajlarını da korumak adına, niş pazarlarda hakim olmak amacı güdüyoruz.

 Sevgililer Günü sizin için ne anlam ifade ediyor?

Bence Sevgililer Günü, sevdiğimiz insana, ona duyduğumuz sevgiyi göstermemiz için mükemmel bir gün. Bu sebeple insanların bu güne değer vermelerini ve yoğun iş hayatlarından fırsat bulup fazla zaman ayıramadıkları sevgili ya da eşlerinle vakit geçirmeleri gerekiyor.

Modazon takipçilerine parfüm tercihleri konusunda vereceğiniz bir tüyo ya da mesajınız var mı?

Modazon takipçilerine, parfümün sosyal hayatta sizi temsil eden en önemli araçlardanbiri olduğunu söylemek isterim. Bulunduğunuz mekandan siz ayrıldıktan sonra bile kalan ve insanların aklına kullandığınız koku ile şekillenip hatırlandığınızı göz önünde bulundurursak parfüm, özellikle iş hayatınızda kendiniz için yaratmak istediğiniz imaj açısından dikkate alınması gereken bir husus. Moda ile çok yakın bir ilişkisi olduğunu düşündüğüm parfüm, aynı modanın değişmesi gibi, karışımlarına farklı maddeler dahil edilerek güncellenir. Takipçilerinize vereceğim mesaj, modanın değişime ayak uydurulup farklı kuyafetler alındığı gibi, tek bir parfüme takılı kalmayıp farklı kıyafetlerle farklı kokular kullanmayı denemeleri :)
 

Röportaj; Modazon.com/ Selin Çetinkaya

Fotoğraflar: Modazon.com/ İlknur Şener