Uygulamada İştirak Nafakası

1. İştirak Nafakası Nedir?

İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine verilmeyen ebeveynin, çocuğunun bakım ve eğitim giderlerine kendi gücü oranında yapacağı ekonomik katkıdır.

Kural olarak iştirak nafakası, Türk Lirası olarak belirlenmektedir. Ancak tarafların, nafaka miktarının yabancı para birimleri ile ödenmesi konusunda mutabakata varmaları mümkündür.

İştirak nafakası, konusu ve önemi itibari ile kamu düzenine ilişkindir. Bu sebeple hakim, velayet hakkı sahibi talepte bulunmamış olsa dahi iştirak nafakasına hükmedilebilir. Yine bu durumun sonucu olarak boşanma davalarından sonra da bağımsız bir dava ile iştirak nafakası talebinde bulunmak mümkündür.

Haberin Devamı

İştirak nafakasının her ay irat biçiminde ve peşin olarak ödenmesi gerekir. Aylık olarak hükmedilen nafaka, aksine bir karar olmadığı sürece aynı miktarda devam eder. Ancak nafaka alacaklısının dava başında usulüne uygun olarak talepte bulunması halinde nafakanın gelecek yıllarda küçüğün ihtiyaçları göz önüne alınarak artırılmasına karar verilebilir.

2. İştirak Nafakası Miktarı Nasıl Belirlenir?

İştirak nafakasının miktarının belirlenmesinde 3 önemli kriter bulunmaktadır. Bunlar; çocuğun ihtiyaçları, annenin sosyal-ekonomik durumu ve babanın sosyal-ekonomik durumudur. Bu kapsamda Yargıtay içtihatlarına göre iştirak nafakası belirlenirken, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık giderleri gibi konular yanında anne-babanın kazançları, malvarlıkları, hayat standartları ve alım güçleri göz önünde bulunduracaktır.

Uygulamada tarafların ekonomik durumlarının tespiti bakımından sosyal ekonomik durum araştırması (SED) yapılmaktadır. Bu araştırma için mahkeme, tarafların ikametgahlarının bulunduğu kolluk kuvvetine müzekkere yazmakta ve araştırma yapılmasını istemektedir. Bu araştırmalarda taraflara; kazançları, yan gelirleri, giderleri, sahip olduğu malvarlıkları, sağlık sorunları, bakmak zorunda oldukları kişilere ilişkin sorular yöneltilmektedir. Bu sorulara verilecek cevaplar doğrultusunda düzenlenen SED raporları, çoğunlukla taraf beyanları üzerine inşa edilmektedir.

Haberin Devamı

İştirak nafakası, anne-babanın çocuğa bakım yükümlülüğünün bir sonucudur. Bu sebeplerle velayet kendisinde olmayan ebeveyn, çalışmadığı iddiasında bulunsa dahi nafaka sorumluluğundan kurtulamaz. Bu durumda dahi çocuğun ihtiyaçları konusunda uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği Yargıtay içtihatlarında bildirilmiştir.

Yargıtay tarafından yapılan değerlendirmelerde yoksulluk nafakası alan tarafın, yoksul olduğunun sabit olduğu ve çocuğunun giderlerine dahi katkı bulunmasının beklenemeyeceği ifade edilmiştir. Bu sebeplerle yoksulluk nafakası alan eşten, iştirak nafakası talebinde bulunulması mümkün değildir.

3. İştirak Nafakası Ne Zaman Başlar ve Ne Zaman Sona Erer?

İştirak nafakası; boşanma, ayrılık, evliliğin butlanı veya feshine ilişkin davaların kesinleştiği tarihten itibaren başlamaktadır. Burada belirleyici tarih, bu yöndeki kararların kesinleştiği tarihtir. Kararın kesinleşmesinden önce hükmedilen nafakalar ise tedbir nafakası olarak isimlendirilmektedir.

Haberin Devamı

İştirak nafakası, bu nafakanın mahkeme kararı ile kaldırılması, çocuğun ergin olması, velayetin değiştirilmesi, çocuğun ya da nafaka borçlusunun ölümü gibi durumlarda sona ermektedir.

4. İştirak Nafakasının Artırılması ya da Azaltılması Mümkün mü?

İştirak nafakasına hükmedilmesinden sonra çocuğun ihtiyaçlarında artışlar yaşanabilir. Elbette bu durumun tam tersi olarak çocuğun giderleri azalabilir ya da nafaka borçlusunun ekonomik durumu bozulmuş olabilir. Böyle durumlarda taraflar, iştirak nafakasının artırılması ya da azaltılması için dava açabilirler. Bu durumda hakim, çocuğun ihtiyaçlarında artış ya da azalış olup olmadığı ile anne-babanın ekonomik sosyal durumlarının ne yönde değiştiğini tekrar araştırarak karar verecektir.

Boşanma davası sonrasında iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin davalarda aile mahkemeleri görevlidir. Bu davalarda, iştirak nafakası alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.

5. Çocuğuna Fiili Olarak Bakan Ebeveynin, Nafaka Yükümlülüğü Devam Eder mi?

Velayet hakkı sahibinin, çocuğa fiili olarak bakması bir zorunluluktur. Hükmedilen iştirak nafakasının amacı da bu fiili bakım konusunda ekonomik destek sağlamaktır. Bu kapsamda velayet hakkı sahibinin hükmedilen iştirak nafakasını talep edebilmesi için, çocuğa fiili olarak bakması gerekir. Aksi durumda velayet hakkı sahibinin nafaka talep edebilmesi mümkün değildir. Uygulamada zaman zaman velayet hakkı kendisine bırakılan ebeveynin, çocuğun bakımını diğer ebeveyne bıraktığı durumlar ortaya çıkmaktadır. Bu durumlarda mahkeme kararına göre velayet hakkı sahibi olan taraf, iştirak nafakası hükmedilmiş olsa da bu nafakayı talep edemez. Zira velayet sahibi olmayan taraf fiili olarak bakıp; çocuğuna dair maddi sorumluluğunu yerine getirmektedir. Bu hususta icra takibi başlatılmış olsa dahi, açılacak dava ile takibin iptalini sağlamak mümkündür.

Mutlu Günler

Avukat Yaşar ÖKSÜZ

avyasaroksuz@gmail.com