7 saatten az uyumak, Kovid-19 ve gribe yakalanmayı kolaylaştırıyor
27.11.2020 - 16:55 | Son Güncellenme:
"Bir gece uykusuz kalmak ertesi gün yorgun ya da sinirli olmamıza, sürekli uykusuz kalmak ise kronik hastalıklara yol açıyor" diyen Dr. Sinan Akkurt, Kovid-19 salgını sürecinde düzenli uykunun bağışıklık sistemini güçlü tutmak ve enfeksiyon riskini azaltmak açısından önem taşıdığını vurguladı. Akkurt, "Az uyku kan hücrelerinden salınan enfeksiyona karşı koruyucu molekülleri azalttığı gibi bağışıklıkta rol oynayan çeşitli protein moleküllerini de olumsuz etkiliyor. Bu nedenle sürekli olarak günde 7 saatten az uyuyan kişilerin grip, soğuk algınlığı, Kovid-19 gibi enfeksiyonlara yakalanma olasılığı en az 2 kat artıyor" dedi
Uyku problemi neden olur?
Huzursuz bacak sendromundan gürültülü ev ortamına, yoğun iş yaşamından aşırı kafein tüketimine çeşitli sebeplere bağlı olarak sürekli uykusuz kalmak pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor.
Dr. Sinan Akkurt’un verdiği bilgilere göre uykusuzluk öfke, saldırganlık, duygusal patlamalar gibi ruh hali değişiklikleri ile doğrudan ilişkili olmakla birlikte depresyon, anksiyete gibi mevcut psikiyatrik hastalıkları da kötüleştirebiliyor.
Kronikleşen uykusuzluk, enfeksiyonlara kapı aralıyor
Dikkat, odaklanma, karar verme, hafıza, yaratıcılık gibi yetenekleri azaltıyor ve uzun vadede Alzheimer riskini artırıyor. Dr. Sinan Akkurt kronikleşen uykusuzluğa bağlı olarak artan enfeksiyon riskini ise şöyle anlattı:
“Bağışıklık sistemi ve uyku arasında doğrudan bir ilişki var. İnsanlar uykusuz kaldıklarında bağışıklık güçleri azalıyor ve hastalığa yakalanma riskleri artıyor.
Konuya enfeksiyonlar açısından baktığımızda uykunun bağışıklık sisteminin farklı yönlerini enfeksiyonlara karşı korunmaya yardımcı olacak şekilde değiştirdiğini biliyoruz.
Dolayısıyla uyku eksikliği bağışıklığın azalmasına ve enfeksiyonlara kapılmaya daha yatkın olmamıza yol açıyor.”
Düzenli bir uyku düzeni nasıl sağlanır?
Düzenli bir uyku rutini oluşturmak ve sürdürmek için en başta gün içinde fiziksel olarak aktif olmak ve gündüz uykusuna veda etmek gerektiğini kaydeden Dr. Akkurt, yatmadan hemen önce yemek yeme ve özellikle alkollü, kafeinli içecekler içme faaliyetinde bulunulmamasını önerdi.
Ayrıca her gün aynı saatte uyanılmasını, evdeki tüm elektronik cihazların yatmadan önce kapatılmasını, sessiz ve karanlık bir ortamda bir süre kendimize dinlenme payı tanıdıktan sonra uykuya geçilmesini tasviye etti.
Melisa ve papatya çaylarından destek alınabileceğini dile getirdi.
Tüm bunlara rağmen süre ve kalite açısından istenen uyku düzeyine erişilememesi durumunda doktora başvurulmasını ve uyku bozukluğu olarak adlandırılan bir duruma bağlı olarak doktor tarafından tedavi uygulanabileceğini sözlerine ekledi.
