Meyvenin bu değerli kısmı, yalnızca çeşitli tariflere lezzetli bir katkı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda genel sağlığı da destekleyebilir ve hatta birçok ev ve temizlik ürününde kullanılabilir.
İşte narenciyelerinizin hem suyunu hem de kabuğunu tüketmeniz gerektiğine ve rendelemenin ne kadar önemli olduğuna dair ince bilgiler.
Turunçgillerin kabuğu bir besin deposudur. Aslında, turunçgillerin kabukları meyvenin toplam kütlesinin neredeyse yarısını oluşturur ve özellikle çok sayıda sağlık faydası sunan flavonoidler olmak üzere zengin bir biyoaktif bileşik kaynağıdır.
Narenciye kabuğunun aşağıdaki faydalarından yararlanmaya başlamak için narenciye rendesi veya sebze soyacağı satın alın ve bu aletleri kullanırken kabuğun acı beyaz kısmını aşırı derecede almamaya dikkat edin.
1- Bağışıklığı güçlendirir
Limon kabuğu önemli miktarda lif, kalsiyum, potasyum ve C vitamini içerir. Ayrıca, flavonoidler gibi fenolik bileşikler ve D-limonen gibi uçucu yağlar da dahil olmak üzere fitonutrientler içerir. Bu besin profili limona özgü olsa da, hemen hemen tüm turunçgil meyvesi kabukları benzer besin değerlerine sahiptir.
Turunçgillerin kabuklarında bulunan C vitamini, bitki bileşikleri ve uçucu yağlar antioksidan görevi görerek sadece iltihabı azaltmaya yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda hastalığa neden olan serbest radikal moleküllerini uzaklaştırır ve bağışıklık tepkisini önemli ölçüde artırır.
2- Ağız sağlığını geliştirir
Narenciye kabuğunda bulunan besinlerin bir diğer önemli faydası da birçoğunun ağızda bulunan bazı sorunlu bakterilere karşı özellikle etkili olabilecek antimikrobiyal özellikler göstermesidir.
Gıda Bilimi ve Teknolojisi Dergisi'nde yayınlanan bir araştırmada, limon kabuğunda antibakteriyel aktivite gösteren ve özellikle çürük ve periodontitis gibi diş sorunlarından sorumlu bakterilere karşı etkili olan dört farklı aktif madde izole edildi.
3- Bağırsak sağlığını destekler
Turunçgillerdeki lif ve D-limonen kombinasyonu ayrıca daha iyi bağırsak ve sindirim sağlığına yardımcı olur.
Turunçgil kabuğu, sindirime yardımcı olan lifleri sağlar. Lifler, flavonoidlerle birlikte bağırsak mikrobiyomunda zaten mevcut olan sağlıklı bakterileri besleyen prebiyotikler gibi davranır. Bu da şişkinlik ve gazı önler.
