Psikolog Tansu Ocak: İnsan zihni olumsuza odaklıdır. 2020 yılına genel olarak baktığımızda ilk etapta aklımıza yaşadığımız olumsuz olaylar gelir. Depremler, orman yangınları, pandemi ve daha birçok olumsuz durumla karşı karşıyaydık. Koronavirüs sebebiyle hayatını kaybedenler, depremler nedeniyle enkaz altından çıkarılmayı bekleyenleri ve orman yangınları sebebiyle de ağaçları ve ormanda yaşayan canlıları kaybettik, maalesef. Dolayısıyla umutsuz hissetmek bu noktada gayet doğal. Ama tüm bunlardan ders çıkarmak ve tüm bunları daha güzel bir geleceğe sahip olmak için bir uyarı mahiyetinde düşünmek bizi içinde bulunduğumuz durumdan güçlenerek çıkmamıza yardımcı olacaktır.
Yaşadığımız olaylara sadece kötü tarafından bakmayıp bakış açımızı negatiften pozitife çevirmemiz gerekiyor. Tabii ki bu da bazı şeyleri fark etmekle ve yaşadığımız her an için şükran duymakla başlıyor diyebilirim. Pandemiden önce hayat çok hızlı akıyor, sürekli bir yerlere yetişmeye çalışıyor, hep daha fazlasını istiyor, yetinmeyi bilmiyorduk. Sonra durduk ve hayat yavaşladı. Önemsemediğimiz birçok şeyin aslında ne kadar kıymetli olduğunu gördük. Sevdiklerimize dokunmanın, onlarla bir arada olmanın, beraberce içilen çayın kahvenin, sokakta dolaşmanın, kalabalıklar içinde yürümenin fark etmediğimiz güzellikler olduğunu gördük. Farkındalığın artmasıyla küçük mutlulukları ve şükretmemiz gereken ne kadar çok şeyin var olduğunu gördük.
Yaşadığımız tüm bu olaylardan sonra ders çıkarmak, bunu eski düzenimizdeki yanlışları onarmak için bir fırsat olarak görmek güçlenerek çıkmamıza yardımcı olacaktır. Artık küçük şeylerin bizi üzemeyeceğini, sağlığın, maneviyatın ne kadar değerli olduğunu, mutluluğun satın alınan eşyalarda değil içimizde olduğunu fark etmemizi sağladı. Bunlar hepimizin bildiği basit fakat unuttuğu şeylerdi. 2020 tüm bunları hatırlamamıza, unuttuğumuz birçok değerin tekrar kıymetini bilmemize vesile oldu, diyerek yeni yıla bakış açımızı bu şekilde değiştirmemiz mümkün.
Uzman Diyetisyen Ecem Ocak: Sağlıklı bir programla kilo vererek öncelikle sağlığınıza yatırım yapacağınızı, kronik hastalık riskini azaltacağını unutmayın. Özellikle bu dönemde bağışıklık sisteminin ne kadar önemli olduğunu gördük. Burada ilk hedef kilo kaybederken sağlığımızı tehlikeye atacak popüler diyetlerden, kişinin kendisine uygun olmayan bir programla aç kalarak kilo vermemesidir.
-Acıkmadığınız halde yemek yemeyin. Tam doygunluğa ulaşmadan yemek yemeyi sonlandırın.
-Öğün atlamayın. Öğünleri atlayarak daha hızlı kilo kaybetmezsiniz. Aksine ileriki saatlerde daha fazla acıkmanıza sebep olabilir. Bu da daha fazla yemenize ve o anda sağlıksız seçimler yapmanıza neden olabilir.
-Yemeklerinizi yavaş ve çiğneyerek yiyin. Doygunluk sinyalinin beyne 20 dakikada ulaştığını düşünürsek yavaşlamakta fayda var.
-Yağ ve şeker oranı yüksek işlenmiş gıdalardan uzak durun.
-Tüm besin gruplarından tüketmeye çalışın.
-Sebze ve meyvelerinizi mevsimine göre ve çeşitli renklerde olmasına özen gösterin. Ne kadar renkli olursa o kadar sağlıklı olur unutmayın.
-Bol sıvı tüketin. Günde 2-2.5 litre su tüketin. Kış mevsimindeyiz ve bitki çayları ile sıvı alımını arttıralım.
-Egzersiz yapmaya özen gösterin. Ben dışarı çıkamıyorum, hareket alanım yok diyen çok oluyor. Fakat kendimize bu boşluğu yaratmak zorundayız. Mesela, tv izlerken egzersiz yapın veya asansör yerine merdivenleri kullanın veya toz alma, ütü gibi daha fazla ev işi yapın. Kısaca sürekli hareket halinde olun. Bahaneye yer yok.
-En önemlisi verdiğiniz kararı devam ettirin. İstediğiniz sonuçları hemen göremeseniz de vazgeçmeyin. Doğru bir programla istenilen sonuca zaten ulaşacaksınız. Burada önemli olan yavaş, sakin ve yaşam tarzında kalıcı değişiklikler yapmanız gerektiğini hatırlayın.