16.05.2025 - 15:51 | Son Güncellenme:
Kaur, kilo verme yolculuğunun yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir dönüşüm hikayesi olduğunu vurguluyor. 34 kilo verdim ve bunu spor salonuna gitmeden gerçekleştirdim,” diyerek yolculuğunun başlangıcını anlattı.
“Nefes nefese kalıyordum, enerjim tükenmişti ve kendimi mutsuz hissediyordum. Amacım tartıdaki rakamı değiştirmek değil, kendimi daha iyi hissetmekti” diye konuşan Kaur, bunu motivasyonla, günlük yürüyüşlere başlamaya karar veriyor. Başlangıçta sadece evinin çevresinde kısa yürüyüşler yapsa da zamanla bu alışkanlığı güçlendirdi.
Günde 10-12 bin adımı rahatlıkla yürümeye başlayan kadın, “Kimse bir anda 30 bin adım atmayı hedeflememeli. Önemli olan, hareket etmeyi günlük yaşamın bir parçası haline getirmek” tavsiyesinde bulundu. kilo verme sürecinde ise spor salonuna hiç gitmediğini belirtiyor.
Yağ yakımı döneminde yalnızca yürüyüşe odaklanan genç kadın, daha sonra vücudunu şekillendirmek için evde basit egzersizlere başladı. İstikrarın altını çizen Kaur, “Her gün yürüyüş yaptım. 10 bin adım atmak zorunda değildim, ama bunu bir rutin haline getirdim. Disiplinli bir alışkanlık, diğer tüm değişimleri beraberinde getiriyor” dedi.
Yürüyüşler, onun için bir zorunluluk olmaktan çıkıp keyifli bir aktiviteye dönüştüğünde sadece bedensel bir değişime fayda etmediğini gözlemlemiş oldu. “Podcast dinledim, arkadaşlarımla sohbet ettim, zihnimi rahatlattım. Artık ‘kilo vermek için yürümeliyim’ yerine ‘yürüyüş yapmak istiyorum’ diye düşünüyordum" diyerek bu dönüşümü aktardı.
Geçmişte birçok diyet deneyen ancak hiçbirinde kalıcı sonuçlar elde edemeyen Kaur, başarıyı küçük ve tutarlı adımlarda buldu. “Bir haftadan uzun süre diyetlere bağlı kalamazdım. Ama bu kez hedefim, bedenimi daha sağlıklı ve enerjik hissettirmekti. Bu bakış açısı her şeyi değiştirdi” diyor.
Kaur’un hikayesi, karmaşık diyetler ya da yoğun egzersiz programları yerine basit ama kararlı adımların gücünü ortaya koyuyor. Onun en net mesajı ise şu: “Yavaş başlayın, ama istikrarlı olun.”