Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gökçen Erdoğan

Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gökçen Erdoğan

gokceneylul@gmail.com

Tüm Yazıları

Bebeğiniz düşündüğünüzden çok daha korunaklı

Anne ve bebek arasındaki alışverişi sağlayan plasenta, akıllı hücrelerden oluşur deriz biz. Gerçekten de öyle. Hem bebeğin hareketlerini kısıtlamaz, hem onu korur hem de anneyle bebek arasındaki geçişi organize eder. Ve kanser hastası anne adayları bilsinler ki plasenta kanserli hücreleri geçirmez ve dolayısıyla da bebeğinizi, hastalığınızdan korur.

Hamileyken kansere yakalanmak

Hamilelikte saptanan kanser türlerinin en yaygını meme kanseri. Ve bunu lenf kanseri, kan kanserleri, rahim ağzı kanseri ile tiroit kanserleri izliyor. Bağırsak ve akciğer kanserleri ise daha nadir gözlenen kanser türlerinden. Deri kanseri ise hamilelikte, normalde olduğundan biraz daha hızlı yayılıyor maalesef.

Haberin Devamı

Ancak zaten türü ne olursa olsun kanserin ilerleyişi anne açısından bir fark oluşturmuyor. Hepsi aynı derecede mücadele edilmeye değer ve hepsi normal olarak riskli. Burada en önemli ve birincil karar, hamileliğin devamına karar verilip verilmemesi. Elbette bu kararda anneye çok söz hakkı düşüyor ama doktorlarınızı dinlemenizi de tavsiye ederim.

Şöyle ki hamilelikte kanseri yenemeyeceğini düşünen pek çok kadın, doğurmayı çok istediği halde hamileliğini sonlandırma kararı alabiliyor. Ancak doktorlar, hamilelikteki kanserle mücadeledeki başarılarına dayanarak, bebeğin güvende olduğunu da bilerek anneye bu işi başarabileceklerini sıklıkla söylüyorlar. Düşünülenin aksine hamilelik, hastalığı zorlaştırmıyor, ona bir şey katmıyor. Hastalık hamileliği biraz zorlaştırıyor evet. Ama yine de yenilebiliyor.

Kanser teşhisi aşaması

Alışveriş merkezlerindeki X-ray cihazlarından geçmekten imtina ettiğiniz bir dönemde kanserden şüphelenildiğini öğreniyorsunuz ve tetkikler başlıyor. Özellikle meme kanserinde en az zarar verecek yöntem olan ultrasonografi maalesef bazen yetersiz kalabiliyor. Ve böyle durumlarda mamografi ya da nadiren de olsa MR kullanılabiliyor.

BT yani bilgisayarlı tomografi, PET CT ve nükleer kemik sintigrafisi ise kesinlikle tercih edilmeyen tanı yöntemleri. Bunların kullanılmaması ise hastalığın ne denli yayıldığını anlamayı zorlaştırıyor. Ama biyopsiye gelirsek bu konuda annelerin çekinmesi için hiçbir sebep yok.

Haberin Devamı

Rahim ağzı kanserinin saptanması içinse; zaten hamilelik öncesi smear testi yapılması ve jinekolojik muayene gerekiyor. Muayene esnasında dikkat çekici bir şey görürsek de smear testi dışında, hemen biyopsi işlemi de yapabiliyoruz. Yumurtalık tümörlerinin tanısı için jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılması da önem taşıyor.

Rahim ağzı kanserine yönelik en can alıcı bilgi şu özetle;  sağlıklı biçimde hazırlanılmış bir hamilelikten söz ediyorsak hamilelik öncesinde teşhise yönelik adımları da otomatik olarak atmış oluyorsunuz.

Ancak her koşulda;  güvendiğiniz bir doktor ve sağlık kuruluşuyla yol alırsanız her şey yolunda, doğru gidebilir.

Tedavi nasıl ilerliyor?

Eğer hamileliğin devamına karar verildiyse ilk 3 ay ilaç tedavisi başlayamıyor çünkü bu dönemde bebeğin oluşumu, ilaçlardan olumsuz etkilenebiliyor. Ama sonrasında ilaç tedavisi mümkün. Yine de belirtmek gerekir ki hamileliğin ve hastalığın evreleri göz önünde bulundurularak alınıyor tüm kararlar. Tedavideki unsurlar, düşük, erken doğum gibi riskleri artırabiliyor evet ama bu noktada da doktorunuza güvenmek en doğrusu.

Radyoterapi tercih edilmeyen, yalnızca özel şartlarda hamileliğin ileri dönemlerinde değerlendirilen bir tedavi yöntemi. Sık rastlanan meme kanserinde aslolan memeyi korumak oluyor ancak bu da hastalık, başındayken fark edildiyse mümkün oluyor. Aksi halde memeyi tamamen almak daha kesin sonuçlar veren bir operasyon. Fakat bilmelisiniz memeniz alınsa dahi günümüz teknolojisi ve cerrahi sistemleri, size yeni memeler kazandıracak protezler açısından oldukça gelişkin.

Haberin Devamı

Doğumdan sonraya gelecek olursak eğer ilaç tedavisi devam ediyorsa ya da bitmiş olmasına rağmen etkileri sürüyorsa emzirmek mümkün değil. Ama onu emzirmeden de yaşatabilirsiniz.

Size hamilelikte kanserle mücadele etmenin kolay olduğunu söyleyemem. Elbette psikolojik olarak etkilenecek, fiziksel olarak bir yükün altına girecek ve kendinizi her zamankinden başka hissedeceksiniz.  Üzücü de olacak, inkar edemem. Ancak topyekün ümitsizliğe kapılmanızın önünde durmaya hazır, hamileyken kanserle mücadele etmiş ve sonra bebeklerini büyütmüş çokça da anne var. Dolayısıyla size gerçeklerle bezeli bir ümit vermeyi kendime, size ve mesleğime borç kabul ederim.