Uzman Klinik Psikolog Ceren Gümüş Yaşa

Uzman Klinik Psikolog Ceren Gümüş Yaşa

cerengumus.91@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu başlığı çok seviyorum çünkü ‘’özür dilemenin onarıcı olduğuna’’ olan inancım var.

Özür dilemeyi küçük düşmek, kişinin kendine yapılan bir haksızlık, değersizleşmek olarak algılamadan, yapılan yanlış davranıştan dolayı ‘’özür diliyor olma’’nın onarıcı olduğuna inancım yüksek. Bu yazıda çocuklarımızla-ergen genç bireyimizle anne babaların kurduğu ilişkide, ilişkiyi zorlayan, örseleyen durumlar ve bu durumlar karşısında neler yapılabilir, bunları anlatıyor olacağım. Keyifli okumalar diliyorum.

1. Çocuklar doğdukları andan itibaren çok iyi gözlemcidirler. Takip ederler ve takip ettikleri şeyleri gördükçe taklit etmeye başlarlar. Bu yüzden onlara söylediğimiz sözcükler kadar onlara yaklaşım biçimlerimiz ve davranışlarımızda oldukça önemlidir.

2. Söylenenle yapılan davranışların uyuşması ve söylemlerimizi davranışlarımızla pekiştirmemiz çok önemlidir. Örneğin; sevgimizi sözle söylüyor olabiliriz ancak çocuğumuza sarılmıyor, onun saçını okşamıyor, onunla sık sık göz teması kurmuyorsak çocuk sadece sevildiğini duyuyor ancak bu sevgiyi hissetmek konusunda yeterli doyuma ulaşamıyor olabilir. Bu yüzden çocuğunuzla; göz teması, ten teması kurmak zihinsel ve psikolojik gelişimleri için oldukça değer taşır.

3. Ergenlik döneminde olan çocuğunuzun size karşı yaklaşımından dolayı rahatsızlık duyabilirsiniz. Bu dönem sınır koymamanız gereken bir dönem değildir ancak çocukluk döneminde ki ilişki ve sınırları ergenlik döneminde aynı şekilde sürdürmeyi beklemek doğru değildir. Bu daha çok kontrol etmenize, ondan memnun olmadığınıza dair söylemler söylemenize ve aranızdaki ilişkiyi daha çatışmaya açık bir hale getirebilir.

Haberin Devamı

4. Ergenlik döneminde sınırlar genişlediği kadar zaman zaman iletişimde zorluklar yaşanmaktadır. Anne baba çocuğunun çok değiştiğini düşünürken, ergen birey anne baba tarafınca anlaşılmadığına inanabilir. Tüm bunlar çerçevesinde bile ilişkiyi koparmadan, iletişim içinde kalmak oldukça önemlidir.

5. Sebep her ne olursa olsun çocuğunuza küsmeyin. Her ne yapmış olursa olsun, ceza bir çözüm olmayacaktır. Her ne olursa olsun küsmek bir çözüm olmayacaktır. Tüm bunlar çocuğun nasıl davranması gerektiğini keşfetmesine yardımcı olmadığı gibi aranızdaki iletişimi de daha zor bir hale getirebilir.

Haberin Devamı

6. Çocuklar öfkeyi kontrol etmekte zorluk yaşayabilir fakat bizler anne babayız. Her zaman tabi ki doğruyu yapamasak ta olabildiğince o regüle değilken regüle olmamız gerekmektedir. Eğer çocuğumun damarıma bastığını düşünüyor ve bu yüzden aşırı öfkeleniyorsam neden öfkelendiğime, hangi düşüncenin bizi tetiklediğine dikkat etmek önemli olacaktır. Örneğin; ergen bireyiniz aşırı fevri veya kontrolsüz bir şekilde konuşuyor olabilir. Bu tabi ki doğru değildir ancak bu davranış karşısında siz onun size gösterdiğinden daha çok tepki gösteriyorsanız burda şunu düşünmenin faydası olacaktır ( nasıl böyle yapar diye mi düşünüyorsunuz?, bu çocuk kim ki benle böyle konuşur diye mi düşünüyorsunuz)

7. Çocuğunuzun yaptığı her davranışı kişisel olarak algılamak, bir hakaret bir saygısızlık olarak algılamak kuracağınız ilişkiyi mutlaka zedeleyerek vereceğiniz tepkileri arttıracaktır.

8. Çocuğunuzun her şeyini ( okul başarısı, daha düzenli olması, öz bakımı, davranışları) aynı anda kontrol edemez ve davranışlarını değiştiremezsiniz. Bu yüzden her şeyi kontrol etmeye çalışmak kuracağınız ilişkiyi zedeleyecektir. Kontrol etmeye çalışmak yerine, ilişkide kalarak birlikte kararlar vermek, birlikte düşünmek önemlidir.

Haberin Devamı

9. Şunu hatırlamakta fayda var; çocuğunuz, sizin çocukken gittiğiniz yoldan gitmek istemeyebilir. Çocuğunuz şuanda, sizin çizmek istediğiniz yoldan da gitmek istemeyebilir. Tüm bunlar onu ‘’kötü veya iyi ‘’ bir çocuk yapmaz çünkü her bir çocuk bir bireydir ve yapmak istedikleri, yapmayı sevdikleri, hayal ettikleri farklı olabilir. Tüm bunlara saygı duymak ve yollarını açmak, genişletmek çocuk ve aile arasındaki bağ için oldukça önemlidir.

10. Çocuk ile birlikte öfkelendiğinizde; örneğin size hoş olmayan bir sözcük söylediğinde veya aranızdaki konuşma tartışmaya döndüğünde ‘’ şuanda sende ve bende öfkeliyiz. Bende öfkelendim ve 5 dakika sonra konuşalım. Senin de, benimde sakinleşmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum diyerek konuyu kapatmadan ama bir süre sakinleşmek için ara vermek ve sonra tekrardan konuşmak oldukça önemlidir.

11. Çocuğa yaptığı davranışlar karşısında; benimle düzgün konuş, ne biçim konuşuyorsun, kime çektin sen, çok yaramaz bir çocuk oldun gibi cümlelerden ziyade ‘’ bu söylediğini nasıl yönetebilirim, kızmadan, bağırmadan nasıl söylemesine yardımcı olabiliri’’ şeklinde düşünebilirsiniz.

12. Çocukların bizden farklı bireyler olduğunu kabul etmek önemlidir. Aynı şeye gülmeyebilir, heyecanlanmayabiliriz. Gülmesini beklediğimiz bir durumda gülmüyor diye bu onların karakterleri ile ilgili değil sadece bizden farklı olduğunu bize söyleyebilir.

13. Son olarak; çocuklar bizden görerek öğreniyor ve uyguluyorsa hata yapıldığında özür dileyebilmenin normal ve gerekli olduğunu da bizden öğrenecektir. Fakat bu ‘’özür dile bakalım ‘’ şeklinde olmamalıdır. Eğer çocuğunuza odasını toplamadığı için bağırdıysanız, odasını toplamasını söylediğiniz için değil, kırıcı ve bağıran bir üslupla söylediğiniz için özür dileyebilirsiniz. Çocuk görerek uygulayacaktır. Özür dilemek onarıcıdır.