Editörün SeçtikleriYetişmiş insanın önemi

Yetişmiş insanın önemi

24.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yetişmiş insanın önemi

Yetişmiş insanın önemi

*Onbir ayın Sultanı RAMAZAN*
Yetişmiş insanın önemi

Hazırlayan: İsmail Özcan

20’inci yüzyılın birinci yarısında ABD’de dünyanın en büyük çelik sanayiini kurmuş olan Andrew Carnegie’ye sormuşlar:
- Şu anda sahip olduğunuz bu muhteşem tesislerin, herhangi bir şekilde elinizden çıktığını varsaysak, yenisini kaç yılda kurabilirsiniz?
Şu cevabı vermiş:
- Bu sorunuzla yalnız fabrikayı, makine ve teçhizatı; fiziki yatırımları kastediyorsanız, yenisini üç senede devreye sokarım; ama mühendis, teknisyen, kalifiye eleman da dahil insan unsurunun elimden çıktığını varsayarsak, onları tekrar temin etmeye benim ömrüm yetmez.
İyi yetişmiş insanın önemini bundan daha güzel açıklayan bir cevap olamaz. Gerçekten bir ülkenin en büyük zenginliği, iyi yetişmiş insan varlığıdır. İnsan unsuru, her zaman ve her devirde, toplumların ve ülkelerin göze batan başarılarında en büyük payın sahibi olmuştur. Milletlerin sahip oldukları doğal servetler, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, onu işletecek, değerlendirecek bilgili ve kabiliyetli insanlar olmadıkça bir işe yaramamaktadır.
İslam dini, "insan" denen varlığı salt insan olmak açısından "eşrefi mahlukat" (yaratıkların en üstünü, en seçkini) olarak kabul ve ilan etmiştir. Fakat bu insan malzemesinin içinden ehliyet ve kabiliyet sahibi olanları ayrı bir kategoride değerlendirir. Kuran’ın Nisa suresinin 58. ayetinde: "Gerçekten Allah size emanetleri ehline vermenizi emreder" buyurulmuştur. Buradaki "emanet" kavramının kapsamı çok geniştir, fakat dinin, devletin, ilmin çeşitli mevkileri de emanetin kapsamına dahildir. Bu ayetin nüzul (iniş) sebebi, Mekke’nin fethinden sonra, Kabe hizmetinin, bu işi ehliyetle yapan kişiye (ki bu sırada Müslüman bile değildi), verilmesiyle ilgilidir.
Peygamberimiz (s.a.v.) de emaneti çeşitli vesilelerle bu anlamda kullanmıştır. Kendilerine yöneltilen "Kıyamet ne zamandır?" sorusuna, "Emanet zayi edildiği zaman kıyameti bekle" cevabını vermiş, "emanetin zayi edilmesi"ni de "din ve dünya işlerinin ehliyetsizlere verilmesi" olarak açıklamıştır. Kendi uygulamasında bu noktaya çok dikkat eden Hz. Peygamber, çeşitli iş ve görevlerin başına getireceği kimseleri bilgili, becerikli ve ehliyetli kimselerden seçmekte büyük dirayet göstermiştir. Hz. Peygamber’e göre bir adam her işi yapamaz; ama her işe uygun adam bulunabilir.
Hz. Ömer bir mevkie bir adam atayacağı zaman, oraya talip olanı değil de, ehliyet sahibi olduğu halde öne çıkmayanı bulup görevlendirmeyi tercih ederdi. Yine Hz. Ömer, dine ve devlete hizmet etmekte adamın rolünü, her türlü zenginliğin, her türlü imkan ve vasıtanın üstüne çıkarmıştır. Ondan nakledilen şu olay, bu konuda berrak bir anlayışı sergilemektedir.
Hz. Ömer, halifeliğinin son yıllarında bir gün mecliste hazır bulunanlara şöyle bir soru yöneltti:
- Bilseniz ki, İslam’a hizmet için dileğiniz Allah tarafından hemen kabul edilecek, ne dilerdiniz?
Mecliste bulunan herkes para, servet, davar sürüleri, hurma bahçeleri gibi maddi şeylerden söz etti. Hz. Ömer bunların hiçbirini beğenmedi. Bu defa meclistekiler Hz. Ömer’e sordu:
- Ya Ömer, peki sen ne dilerdin?
Cevap verdi:
- Ben de Muaz İbn - i Cebel, Ebu Ubeyde, Salim (bunlar İslam’a büyük hizmetler sunmuş, devlet adamlığı, komutanlık vb. yapmış ve o sırada ölmüş bulunan kimselerdi) gibi adamlar yetişsin isterdim. İslam’a ve Müslümanlara onlar vasıtasıyla hizmet edeyim diye.

Dini Bilgiler
Vaaz
Öğüt vermek, nasihat etmek, irşat etmek demektir. Din terminolojisinde, yetkili ve liyakat sahibi kimselerce camilerde halka yapılan dini, ahlaki konuşma anlamındadır. Zamanımızda vaazlar genellikle cuma günleri cuma namazından önce ve Ramazan ayında yapılmaktadır. Bu da ancak belirli camilerde yapılabilmektedir. Çünkü vaiz kadroları son derece kısıtlıdır. İlçe çapındaki yerleşim yerleri bu bakımdan şanslıdır. Çünkü her ilçede bir müftü bulunmakta bu da her cuma günü ilçenin en büyük camiinde vaaz vermektedir. Büyük şehirlerde ancak birkaç cami için bu imkan vardır. Vaaz veren kimseye vaiz denir. Vaizler günümüzde dini yüksek öğretim görmüş kimselerden seçilmektedir. Bütün il ve ilçe müftüleri için de bu durum geçerlidir. Müslümanları uyarmak için vaazın önemi büyüktür. Bu konuda dikkat edilecek incelikleri vardır. Dini gerçekleri dünya gerçekleriyle sentez yaparak sunmak, bunlardan biridir. Zamanımızın olaylarından ve şartlarından kopuk ve soyutlanmış vaazların istenileni vermesi mümkün değildir.
Cemaati camiden ve dinden soğutucu, uzaklaştırıcı üsluptan kesinlikle kaçınılmalıdır. Maalesef bu noktaya yeteri kadar dikkat edilmediği gözlenmektedir.



YAŞAM














Vücut Kitle İndeksi Hesaplama

Sağlığınızı kontrol altında tutmak için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplama aracını deneyin!

VKİ HESAPLA
KEŞFETYENİ
Kafa karıştıran sözler! Paylaşımını dakikalar içinde sildi
Kafa karıştıran sözler! Paylaşımını dakikalar içinde sildi

Cadde | 17.05.2025 - 09:08

Almeda, Instagram'dan paylaştığı kafa karıştıran hikayesini dakikalar içinde sildi.

Yazarlar